Okulların açılmasına sayılı günler kaldı.

15 Ağustos itibariyle devlet okullarında kayıtlar başladı.

Çocuklar henüz tatil modunda, veliler ise okul alışverişi telaşına girdi bile.

Ders kitapları ücretsiz ama, okul masraflarına yeni gelen zam dalgası velileri kara kara düşündürüyor. Kıyafet, kırtasiye, yol, kantin gibi okul masrafları, geçen yıla göre yüzde 350'lere varan oranlarda arttı.

Şöyle küçük çaplı bir araştırma yaptım ve çıkan sonuç durumun vahametini ortaya koyuyor.

Örneğin, geçen yıl ortalama 800 lira olan okul kıyafeti bu yıl 1550 liraya çıktı. Sırt çantasının fiyatı da 200 liradan 450 liraya yükseldi. 12 li sulu boya ise 35 liradan 150 liraya fırladı.

Kılık kıyafet, defter, silgiye bir de sürekli artan servis ücretlerini ve harçlıklarını eklersek, vah velilerin haline vah.

Vah bir iki lira daha cebinde kalsın diye pazara akşam giden annenin haline, işsiz kıvranan babaya, ay sonunu getiremeyen işçiye vah ki ne vah.

Yaptığım bir başka araştırma da kayıt ücretleri.

Diğer şehirlerimizde durum nedir bilmiyorum ama, İstanbul'da durum oldukça vahim.

İstanbul'da bir ilkokulda geçen yıl 500 lira olan ve bağış adı altında velilere dayatılan kayıt ücreti 2 bin liraya kadar çıktı. Tabii bu benim velilerden öğrendiğim rakam. Daha yüksek rakamlarında alındığı söylentiler arasında.

Aslında yasal dayanağı bulunmayan ancak zorunlu tutulan kayıt ücretleri birçok aileyi kara kara düşündürmeye başladı. Kini borç harç kayıt parasını toparlamaya çalışırken, kimi de okul yönetimiyle konuşarak anlaşma yoluna gidiyor. Tabii bu ne kadar mümkün olur orası meçhul.

Konuştuğum bazı veliler, okullarda alenen aba altında sopa gösterildiğini, kayıt ücretini ödemedikleri takdirde çocuğun okulda sorun yaşayabileceği bile söylenmiş. Bu aymazlığı da OAB adı altında yaparak "okul bir para almıyor" denilerek sözde meşrulaştırılıyor.

Unutmadan bir ayrıntıyı daha eklemek istiyorum.

İlkokul ve ortaokullarda kayıtlar adrese göre yapılmak zorunda. Yani öğrenci oturduğu semtteki okullara sistem tarafından otomatik olarak kayıt oluyor. Ancak bazı aileler bağlı oldukları okulun değil de daha iyi olduğunu düşündükleri okullara yöneliyorlar. Tabii bu durumu fırsata çeviren bazı okul yönetimi, normal şartlarda alınan kayıt ücretinin çok üstünde bir meblağ alarak kayıt yaptırıyorlar. Tabii bu durumda sadece okul yönetimini suçlamak haksızlık olur. Çünkü burada "al gülüm, ver gülüm" meselesi devreye giriyor. Yani aileler de halinden memnun, okul yönetimi de.

Yaklaşık bir hafta kadar kayıt ücretleri üzerine araştırmalar yaptım. Eşeledikçe altından hayal bile edemeyeceğim şeyler öğrendim. Ve bu durum benim canımı ciddi anlamda sıktı. Pek sevgili hali vakti yerinde olan velilerin, yüksek meblağlar ödeyerek öğretmen seçme gibi hak kazandığını öğrendim.

Her aile çocuğunun en iyi şartlarda eğitim almasını ister. Ve bunun için büyük çaba sarf ederler. Maddi gücü olan aileler en iyi okula gönderir, en iyi öğretmenden ders almasına kadar her alternatifi değerlendirirler.

Buraya kadar sorun yok. Asıl sorun devlet okullarında bazı imkanların "parayla sağlanıyor" olması. Emim sizde benim gibi bu durumu çok yadırgayacaksınız, çok kızacaksınız.

Kulak aşına olmayınca, mantık kabul etmiyor. Devlet okullarında "iyi öğretmen" seçmek, hem de parayla.

Her şeyi geçtim "iyi öğretmen" tabiri de ne oluyor! Diğer öğretmenler çok mu kötü oluyor! Ben bütün öğretmenlerimizden çok özür dilemek istiyorum. Ama içimden geçeni de söylemeden rahat edemeyeceğim. Hiç kimse, ama hiç kimse bu ülkenin öğretmenini parayla satın alamaz. Hiç kimse bu ülkenin öğretmenini tercih etmeyerek itibarsızlaştıramaz. Net!

Yazımı noktalamadan son olarak kısa bir hatırlatmada bulunmak istiyorum.

Okul kayıt parası için nereye şikâyet edilir?

Sizden okul kayıt parası talep edilmesi durumunda Alo 147 hattına şikâyette bulunabilirsiniz. Bununla birlikte bireysel olarak Mili Eğitim Bakanlığı il ve ilçe müdürlüklerine de şikâyette bulunabilirsiniz