Haber Detayı
10 Aralık 2024 - Salı 08:13 Bu haber 151 kez okundu
 
Ahmet Özer savunma yaptı: Öz yeğenimle görüşmem dayanak yapılmaya çalışıldı
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, savunma yaptı. Savunmasında haksız ve dayanaksız şekilde tutuklu bulunduğunu belirten Özer, hayatı boyunca hiçbir terör örgütüne üye olmadığını, barış ve insan haklarından yana olduğunu söyledi.
Asayiş Haberi


30 Ekim'de "terör örgütü üyeliği" suçlamasıyla tutuklanan ve yerine kayyum atanan

Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, tutukluluk incelemesi yapan İstanbul 3. Sulh Ceza

Hakimliği'ne cezaevinden SEGBİS'le bağlanarak savunma yaptı.

"HAYATIM BOYUNCA HİÇBİR TERÖR ÖRGÜTÜNE ÜYE OLMADIM"

Tamamı tutanaklara geçirilmeyen savunmasında Özer, haksız ve dayanaksız şekilde tutuklu

bulunduğuna değinerek şunları söyledi: "Huzurunuzda, oldukça haksız ve dayanaksız şekilde

, güya bir terör örgütüne üye olma isnadı dolayısıyla tutuklu olarak bulunmaktayım.Hayatım

boyunca hiçbir terör örgütüne üye olmadım, fikir ve yöntemlerini asla benimsemedim, barış

ve insan haklarından yana biri olarak, terör dahil her türlü şiddetin, fikren her zaman karşısında

oldum. Bugün de bu fikirlerimden vazgeçmiş değilim, hayatım boyunca da her koşulda barış

ve kardeşliği savunmaya devam edeceğim.

"HAKKIMDA DELİL OLARAK İLERİ SÜRÜLEN HUSUSLARIN ELLE

TUTULUR YANI OLMADIĞINI GÖREBİLECEĞİNİZ DÜŞÜNCESİNDEYİM"

Tüm bu hususlara rağmen, sabaha karşı daha güneş bile doğmadan, evime, sanki eli

silahlı bir teröristmişim gibi baskın yapılmasını, apar topar adliyeye getirilmeyi ve tamamen

soyut, dayanaksız ve mantıksız isnatlarla tutuklu bulunmayı içime sindiremiyorum.

Hakkımda ileri sürülen bu isnatları bir kez dahi gözden geçirmeniz durumunda, sizin de

asla içinize sinmeyeceğine, müdafilerimin sunduğu dilekçeyi ve eklerini incelediğinizde

suçsuz olduğuma kanaat getireceğinize, hakkımda tamamen afaki ve zorlama yorumlarla

suçlamada bulunulduğu sonucuna kolaylıkla varacağınıza da inanıyorum. Zaten hakkımda

delil olarak ileri sürülen hususların hiçbir suretle elle tutulur bir yanı olmadığını, sadece

bana soru olarak yöneltilen hususlara bakmanız durumunda dahi rahatça görebileceğiniz

düşüncesindeyim."

Ahmet Özer savunma yaptı: Öz yeğenimle görüşmem dayanak yapılmaya çalışıldı

"TARAFI OLMADIĞIM BİR KONUŞMADA, HABERİM OLMADAN İSMİMİN

ZİKREDİLMESİ, NASIL ALEYHİME DELİL OLARAK GÖSTERİLEBİLİR?"

Savunmasında, Diyarbakır'da bir cezaevinde ele geçirildiği belirtilen dijital verilere değinen

Özer, şunları kaydetti: "Örneğin Diyarbakır D Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz

Kurumunda yapılan aramada ele geçirildiği iddia edilen birtakım dijital veri içeriklerinde

güya hükümlü Abdullah Öcalan ile onu ziyarete giden heyet arasında yapılan görüşmelerde

heyetin 'bazı akademisyenlerin demokratik özerkliğe katkı sağlamak istediklerini' ilettikleri

, Öcalan'ın 'bir isim söyleyebilir misiniz' şeklindeki sorusuna da 'Mersin Üniversitesi'nden

Ahmet Özer var' şeklinde cevap verildiği iddia edilmiş ve buna ilişkin olarak polis bana

ifadem sırasında 'yukarıda size okunan Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmede sizin

demokratik özerklik hakkında katkı sağlamak istediğiniz anlaşılmış olup…' şeklinde bir

soru yönetmiştir. Sadece bu soru içeriği bile soruşturmanın ne derece ağır bir ön yargıyla

yürütüldüğünü göstermeye yetmektedir. Zira görüleceği üzere polis, tarafı bile olmadığım

bir konuşmada, gıyabımda söylenen şeylerden yola çıkarak, benim, güya demokratik

özerklik hakkında katkı sağlamak istediğimin 'anlaşıldığını' ileri sürmektedir. Benim tarafı

bile olmadığım bir konuşmada, haberim bile olmadan ismimin zikredilmesi, nasıl aleyhime

delil olarak gösterilebilir? Benim hayatım boyunca demokratik özerklik ile ilgili hiçbir çalışmam

olmadı, kimseye de bu yönde çalışma isteği dile getirmedim, böyle bir arzu ve düşüncem de

hiçbir zaman mevcut olmadı. Birilerinin gıyabımda böyle bir konuşma yapması, bundan

haberim olduğuna dair en ufak bir delil dahi yokken, nasıl bana isnat edilebilir?"

"YAPTIĞIM İDDİA EDİLEN BİR TELEFON GÖRÜŞMESİ DE ÖRGÜT

ÜYELİĞİ İDDİASINA DAYANAK YAPILMAYA ÇALIŞILMAKTADIR"

Özer, savunmasına şöyle devam etti: "Keza, yaptığım iddia edilen bir telefon görüşmesi de

örgüt üyeliği iddiasına dayanak yapılmaya çalışılmaktadır. Evvela ben böyle bir telefon

görülmesi yaptığımı hatırlamıyorum. Fakat söz konusu telefon konuşmalarının tarafımca

yapıldığı ve belirtilen cümlelerin de benim tarafımdan söylendiği kabul edildiğinde dahi bu

konuşmaların bir terör örgütüne mensubiyete delalet ettiğini söylemek akla ve mantığa

tamamen aykırıdır. Bu konuşma tapeden de açıkça anlaşılacağı üzere tamamen insani

mülazahalarla yapıldığı bariz olan bir taziye görüşmesidir. Bu konuşmada geçtiği iddia

edilen tek bir cümleye, bağlamından tamamen kopuk bir anlam yüklenerek, bana terör

örgütü üyeliği isnat edilmesi asla kabul edilebilir değildir. Bir vefat haberi üzerine, ölen

kişinin sadece annelik sıfatına atıf yapan ve insani düşüncelerle nezaketen sarf edildiği

gayet açık olan bir cümlenin, örgüt üyeliğine delil olarak değerlendirilip, bu cümle yüzünden

birinin özgürlüğünden mahrum bırakılması asla kabul edilebilir değildir. Kaldı ki cumhuriyet

savcısının tutuklama talebinden anlaşıldığı üzere hakkımda yaklaşık 2 ay boyunca dinleme

yapılmasına rağmen sadece 2 görüşmenin şüpheli olduğu söylenmiştir ki bunların da

içeriklerinde aslında iddialara dayanak hiçbir şey barındırmadıkları, tamamen insani

mülahazalarla yapılan olağan görüşmeler oldukları gayet açıktır. Oysa, dinlenildiğinden

haberdar dahi olmayan bir kimsenin, 2 ay boyunca yaptığı yüzlerce görüşme içinde, örgüt

üyeliği iddiasına dayanak yapılabilecek hiçbir konuşmanın bulunmaması, o kişinin örgüt

üyesi olmadığının açık bir delilidir. Sayın Savcılık, bir telefon görüşmesinden zorlama

yorumlarla cımbızla bir sözcük çekeceğine, tapelerin tamamına baksaydı, asla bir örgüt

üyeliğinden söz edilemeyeceğini kolayca anlayabilirdi. Zira 2 ay boyunca hakkımda telefon

dinelmesi yapılmasına rağmen sadece 2 tapenin şüpheli görünmesi ve bunların da aslında

iddialara dayanak olmaktan uzak olması dahi aslında asla bir terör örgütü üyesi olarak

suçlanamayacağımı açıkça göstermektedir.

"BİR İNSANIN AVUKATI VEYA ÖZ YEĞENİ İLE GÖRÜŞMESİ NASIL

ÖRGÜTSEL BAĞ OLARAK YORUMLANARAK TUTUKLAMAYA GEREKÇE

KABUL EDİLİR?"

Değinmek istediğim bir mesele de teknik takip sonucu elde edilen sözde delillerdir. Bu

teknik takipte anladığım kadarıyla Van iline yaptığım seçim gezim adım adım takip edilmiş

ancak bu gezide sözde örgütsel bağ iddiasına dayanak olabilecek hiçbir delil

bulunamayınca, bu sefer bir avukatla hatta kendi öz yeğenimle olan görüşmem bile

oldukça dolaylı ve afaki yorumlarla örgüt üyeliği iddiasına dayanak yapılmaya çalışılmıştır.

Örneğin Cumhuriyet savcısının tutuklanmama dair talep yazısında Şevket Tuci isimli

avukat ile görüştüğüm ve bu kişinin de avukat olması sebebiyle PKK mensubu kişilerle

irtibatlı olabileceği iddia edilmiştir. Yahut kendi öz yeğenimle olan görüşmem bu kişinin

güya bir akrabası hakkında örgüt üyeliğinden işlem yapıldığı gerekçesiyle hakkımdaki

suçlamaya dayanak yapılmaya çalışılmıştır. Oysa sorarım size; bir insanın avukatı veya

öz yeğeni ile olağan bir şekilde görüşmesi nasıl olurda örgütsel bağ olarak yorumlanarak

tutuklamaya gerekçe kabul edilir? Bu kişiler hakkındaki varsayımlar nasıl olur da şahsıma

isnat olarak yöneltilir? Seçim gezisi sırasında görüştüğüm binlerce kişi içinden cımbızla

birkaç kişi çekilip o kişilerin akrabaları gerekçe gösterilerek bana örgüt üyeliği isnadında

bulunulması ciddiye alınmaktan dahi uzaktır. Bu durum bile aslında soruşturmanın zaten

en baştan şahsımı suçlu göstermek üzere tasarlandığını, peşinen mahkum edilmeye

çalışıldığımı, buna delil bulunmaya gayret edildiğini, böyle bir delil bulunamayınca bu

sefer de zorlama yorumlarla delil icat edilmeye çalışıldığını açıkça göstermektedir.

"DÖNEMİN CUMHURBAŞKANI, BAKANLARI, VALİLERİ, BELEDİYE

BAŞKANLARI İLE ÇOK SAYIDA GÖRÜŞMEM VARDIR"

Az evvel bahsettiğim gibi içeriği bile belli olmayan hatta gerçekleştiği hususunda

yoğun şüpheler bulunan çeşitli konuşma ve görüşmeler güya terör örgütüne mensup

olduğum şeklinde lanse edilmiştir. Fakat atlanan husus şudur ki; bu varlığı şüpheli

görüşmelerin dışında, şahsımın, dönemin Cumhurbaşkanı, bakanları, valileri, belediye

başkanları, yazar ile sanatçıları ve hatta ordu mensupları ile gerek varlığı gerekse de

içeriği belirlenebilir çok sayıda görüşmem de vardır. Bu husus neden nazara alınmamaktadır?

Örneğin sonradan Mehmetçik Vakfı Genel Başkanlığı görevini de yürüten Tümgeneral

Yaşar Bal tarafından adıma gönderilen yeni yıl tebriği dosyaya sunulmuştur. Bu manada

terör örgütü üyesi olduğu iddia edilen bir kişinin, ordu mensubu olan ve hatta bunun da

ötesinde şehit yakınlarına en büyük destekleri sunan bir vakfın başkanlığını yöneten biri ile

yeni yıl tebriği alacak kadar yakın temas halinde bulunması mümkün müdür? Bu durum bile

tek başına örgüt üyeliği iddiasının gerçekdışı olduğunu göstermeye yetmektedir.

13 YILLIK HTS KAYITLARIM ÇIAKRILMIŞ

Keza, her nasılsa 13 yıllık HTS kayıtlarım çıkarılmış ve şahsıma yapılan suçlamalara dayanak

gösterilmeye çalışılmıştır. Güya HTS kayıtlarında hakkında örgüt üyeliğinden işlem yapıldığı

iddia edilen kişilerle görüşmelerim olduğu ileri sürülmüştür. Oysa bu konuda hiçbir detay

verilmemiştir. Bu kişiler kimlerdir? Ne zaman görüşmüşüm? Onlar mı beni, ben mi onları

aramışım? Bu kişilerle ne konuşmuşum? Bunların hiçbiri belli değildir. Ancak takdir edersiniz

ki ben güneydoğu üzerine çalışan bir akademisyenim, Vanlıyım ve siyasetçiyim. Beni her

gün tanımadığım onlarca kişi arar. Ben bu kişilerin çoğu kimdir, necidir bilmem. Arayan kişi

tanıdığım bir kişi bile olsa örgüt üyesi midir, değil midir bunu bilemem. Her telefon görüşmesi

öncesinde arayan kişi hakkında GBT incelemesi yaptırmam da takdir edersiniz ki olanaksızdır;

hem böyle bir yetkim yoktur hem de bu zaten teknik olarak da mümkün değildir. Bu koşullarda,

içeriği belirsiz HTS kayıtları nedeniyle nasıl olur da hakkımda suçlamada bulunulabilir? Bugün

sokaktan çevirdiğiniz herhangi bir kişinin 13 yıllık HTS kayıtlarına baksanız pek çok farklı suçtan

sabıkası olan yüzlerce kişi ile görüştüğü söylenebilir. Bu hakikat bile iddiaların ne derece afaki

olduğunu ortaya koymaktadır. Böyle bir iddia ile tutuklu olmam, akla aykırı ve izahı mümkün

olmayan bir durumdur.

Bir başka zorlama delil ise hesap hareketlerimdir. Her nasılsa kira sözleşmesi ile kiraladığım

evim dolayısıyla hesabıma gelen kira ödemeleri ve seçim kampanyası sırasında gelen seçim

yardımları bile şüpheli görülmüş ve tutuklanmam için delil olarak gösterilmiştir. Kaynağı belli

olan ve açıkladığım amaçlar dışında elde edildiğine yönelik tek bir şüphe bulunmayan bu

ödemelerin bile sözde örgütsel bağlantı iddiasına dayanak yapılması tutukluluğumun ne derece

hukuka aykırı olduğunu açık bir şekilde ortaya koymaktadır.

"HALEN İNTERNET ÜZERİNDEN SATIN ALINABİLEN BİR KURMACA ROMAN

DAHİ ÖRGÜT ÜYELİĞİ İDDİALARINA DAYANAK GÖSTERİLMEYE ÇALIŞILMIŞTIR"

Hatta 2016'da yayınlanmış ve halen dahi internet üzerinden satın alınabilen bir kurmaca

roman dahi örgüt üyeliği iddialarına dayanak gösterilmeye çalışılmıştır. Oysa bu roman kan

davalarını konu alan, tamamıyla kurmaca, gerçek kişi ve kurumlarla hiçbir ilgisi olmayan bir

edebi eserdir. İçeriğine konu olan hikayenin geçtiği yer ya da roman kahramanlarının

konuşmalarından cımbızla çekilen ve bağlamından kopuk yorumlanan birkaç sözcük

gerekçe gösterilerek, hakkımda suçlamada bulunulmasını anlamakta dahi güçlük çekiyorum.

Hakkımdaki isnatların ne derece haksız olduğuna başkaca örnekler de verebilirim. Ama

zaten avukatlarım dilekçelerinde tüm delilleri tek tek inceleyip bunları gayet açık bir şekilde

çürütüyorlar. Bununla birlikte şunu da eklemek isterim ki ne kolluk ne savcılık ne de tutuklama

sorgusu esnasında şahsıma sorulmamasına rağmen sonradan öğrendiğim kadarıyla

hakkımda tutukluluğun itirazının reddine yönelik kararın yegane gerekçesi olarak bir gizli

tanık ifadesi dayanak gösterilmiştir. Evimde yapılan aramadan tutuklandığım dakikaya

kadar ve hatta bugün huzurunuzda savunma yaparken bile bu tanığın hakkımda ne tür

iddialarda bulunduğunu bilmemekteyim. Haliyle bilmediğim bir iddiaya da cevap vermem

mümkün değildir. Ve gördüğünüz üzere esasen bu durum bile tek başına tutuklanmamın

ne derece hukuka aykırı ve tarafımın savunma hakkından ne derece yoksun olduğumu

göstermektedir. İçeriğine dair en ufak bir bilgim dahi olmayan ve fakat tek başına tutuklanmama

sebebiyet verebilecek kadar önemli olduğu iddia edilen bu beyan hakkında bilgilendirilmeden

tutuklanmam açıkça bir yargısız infazdır.

"HAKKIMDA TUTUKLAMAYA GEREKÇE GÖSTERİLEN DELİLLERİN

HİÇBİRİ HERHANGİ BİR SUÇ İSNADINA DAYANAK YAPILABİLECEK

HUSUSLAR DEĞİLDİR"

İfade ettiğim gibi hakkımda tutuklamaya gerekçe gösterilen delillerin hiçbiri herhangi

bir suç isnadına dayanak yapılabilecek hususlar değildir. Maalesef tamamen afaki ve

zorlama yorumlarla hakkımda delil icat edilmeye çalışılmıştır. Halbuki hayatım boyunca

hiçbir terör örgütüne üye olmadım, fikir ve yöntemlerini asla benimsemedim, barış ve

insan haklarından yana biri olarak terör dahil her türlü şiddetin fikren her zaman karşısında

oldum. Senelerce şiddetin bir çözüm olmadığını her yerde ve hatta TBMM komisyonlarında

anlattım, her açıklamamda dile getirdim hala da getirmeye devam ediyorum.

Bitmesi için yıllardır mücadele etmeme rağmen bugün terör ile ilişkilendirmeyi bir zül olarak

kabul ediyorum. Belirtmek isterim ki akademik camia ve üyesi olduğum CHP dışında hiçbir

aidiyetim yoktur. Hiçbir terör örgütüne üye ya da mensup veya sempatizan değilim hiçbir

zaman da olmadım. İrademi kimseye, hiçbir örgüte teslim etmedim, asla da etmem.

Açıkladığım sebeplerden hukuka aykırı bu tutuklama kararının kaldırılmasını ve tahliyemi

talep ediyorum."

Kaynak: Editör:
 
Etiketler: Ahmet, Özer, savunma, yaptı:, Öz, yeğenimle, görüşmem, dayanak, yapılmaya, çalışıldı,
Haber Videosu
Yorumlar
Ulusal Gazeteler 1
Bizim Gazete
Alıntı Yazarlar
Anketler
TÜRKİYE'Yİ YÖNETECEK CUMHURBAŞKANI KİM OLMALI
Süper Lig
Takımlar
P
Av
M
B
G
O
1
Galatasaray
95
91
1
5
30
36
2
Fenerbahçe
84
90
4
6
26
36
3
Samsunspor
64
55
10
7
19
36
4
Beşiktaş
62
59
8
11
17
36
5
Başakşehir
54
60
14
6
16
36
6
Eyüpspor
53
52
13
8
15
36
7
Trabzonspor
51
58
11
12
13
36
8
Göztepe
50
59
12
11
13
36
9
Rizespor
49
52
17
4
15
36
10
Kasımpaşa
47
62
11
14
11
36
11
Konyaspor
46
45
16
7
13
36
12
Kayserispor
45
45
13
12
11
36
13
Gaziantep FK
45
45
15
9
12
36
14
Alanyaspor
45
43
15
9
12
36
15
Antalyaspor
44
37
16
8
12
36
16
Bodrum FK
37
26
17
10
9
36
17
Sivasspor
35
44
19
8
9
36
18
Hatayspor
26
47
22
8
6
36
19
A.Demirspor
2
34
28
5
3
36
Nöbetçi Eczane


Nöbetçi eczanlerle ilgili detaylı bilgi için lütfen tıklayın.

Arşiv
Modül 1

Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.

Modül 2
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.
Modül 3
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.
Modül 4
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.
site üstü

Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.

Haber Yazılımı